8 Eylül 2008 Pazartesi

DİKKAT 24 EYLÜL!!! - Nükleer Enerji İhalesi


Nükleer enerji ülkemiz için ne kadar gerekli?

Genç nüfusu ve işgücü ile hızla büyüyen ülkemizin enerji ihtiyacı da her geçen gün artmakta...

Acaba enerji ihtiyacımızı karşılamak için nükleer enerji gerekli ve kaçınılmaz bir çözüm yolu mu?

Evet veya Hayır demeden önce bize düşen araştırmak, incelemek ve ona göre duruşumuzu belirlemek...

İşte OECD'nin web sayfası... Nükleer Enerji Ajansı Üye Ülkeler ve İstatistikler...

Hangi ülkede kaç nükleer santral, ne zaman yapılmış, ne zaman hizmete girmiş, ne zaman ömrünü tamamlamış... İncelediğinizde santrallerin çoğunun çok eski tarihli olduğunu ve hiçte son dönemde nükleer enerji santrali inşa etme çılgınlığının olmadığını görüyorsunuz...

Peki ülkemizin enerji ihtiyacı başka şekilde karşılanamaz mı? Son dönemde temiz enerji arayışlarının hızlandığı bir ortamda ülkemizde güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi kaynaklardan yararlanılması düşünülemez mi? Enerji kayıpları en aza indirilemez mi? Az enerji harcanması yönünde teşvik edici kararlar alınamaz mı (düşük enerji tüketiminden daha az vergi vs...) ?

Aşağıda nükleersiz kampanyasından bazı bilgiler yer almakta...

İncelemekte yarar var...

İddia 1: Kömür, petrol pahalandı, nükleer ucuz bir enerjidir!!??

Gerçekler :

  • Tüm maliyetler hesaba katıldığında nükleer enerji, rüzgar, biyokütle, küçük hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji türlerinin hepsinden daha pahalıdır. Riskleri de cabası… 1 kilovatsaat elektrik enerjisi üretmek nükleer santralda sosyal maliyetler hariç 7,9 sente malolurken, rüzgar gülleri bu kadarlık enerjiyi 5 sente, hidroelektrik santralleri ise 5,5 sente üretebilmektedir. (kaynak nedir?)
  • 11 Eylül sonrası artan terör risk, nükleer santraları hedef yapmaktadır. Nükleer kaza sonucu meydana gelen maddi manevi hasar o kadar büyüktür ki, nükleer santralleri sigortalayacak şirket bulmak mümkün değildir. Finlandiya’nın 2,5 milyar avroya 2009 da bitirilmesi planlanmış en yeni teknolojiye sahip santral güvenlik sorunları nedeniyle şimdiden 2 yıl gecikmiş, ilk yatırım maliyeti de 4 milyar avronun üzerine çıkmıştır.

İddia 2: Nükleer geleceğin enerji kaynağıdır!!??

Gerçekler:

  • 1974’te Atom Enerjisi Ajansı 2000 yılına gelindiğinde 4500 GW kurulu nükleer güç tahmin ediyordu, günümüzde bu kapasite sadece 371 GW’ta kalmıştır.
  • Uluslararası Enerji Ajansı ise, elektrik enerjisi üretiminde nükleerin %15 olan bugünkü payının 2030’da %9’a gerileyeceğini; buna karşılık hidroelektrik hariç yenilenebilir enerjinin bugün %2 olan payının %7’ye çıkması tahmin ediyor.

İddia 3: Küresel iklim değişikliğinin çaresi nükleer enerjidir!!??

Gerçekler:

  • Nükleer santrallar da söylenin aksine küresel ısınmaya sebep olur. Kuruluşu, yakacağı yakıtın madenden çıkarılıp zenginleştirilmesi ve santralın sökümü Gibi evrelerde yüksek miktarda enerji harcanır. Bir kilovatsaat elektrik enerjisi üretmek için nükleer santrallar atmosfere 31 ile 130 gram arasında CO2 salmaktadır. Aynı miktar enerji için rüzgar gülleri atmosfere sadece 23 gram, güneş panelleri 27 gram, hidroelektrik santrallar 40 gram CO2 salar. Yaşam biçimimiz ve alışkanlıklarımızı daha az enerji tüketerek sürdürmek aslında atmosferi en az kirletecek olan seçenek. Verimsiz teknolojileri verimlileri ile değiştirerek, aynı işi daha az enerji ile yaparak atmosfere 1 kilovatsaat başına sadece 5 gram CO2 salmak mümkündür.
  • Türkiye’nin imzalamakta ayak dirediği Kyoto Protokolu’nün hedeflerine ulaşmak için, 2008-2012 yılları arasında; AB ülkeleri 72 yeni orta büyüklükte reaktör, ABD ise 1000 yeni reaktör inşa etmek zorunda olduğu hesaplanıyor. Oysa ABD, Fransa ve Finlandiya da yapımı süren reaktör sayısı sadece 3’tür. İsveç, Almanya, İspanya ve Belçika bir plan dahilinde nükleer santrallarını teker teker kapatmaya başlamıştır. Avusturya bitirmiş olduğu santralı hiç açmamış, Norveç hiç yapmamış ve İtalya ise 4 reaktörün hepsini Çernobil’den sonra kapatmıştır.
  • Buna karşılık sadece Avrupa’da, 2006 yılı içerisinde eklenen rüzgar kurulu gücü 7700 megawattır. O iddia edilen Nükleer Rönesans gerçek olsa ve nükleer enerji küresel ısınmaya gerçekten çare olsaydı, bu tablo tamamen farklı olurdu.

İddia 4: Günümüzün gelişmiş nükleer teknolojisi ile Çernobil gibi bir facia bir daha yaşanmaz!!??

Gerçekler:

  • Teknolojide ve denetimde en gelişmiş olan ülkeler de bile sık sık nükleer kazalar, sızıntılar meydana gelmektedir. Üstüne üstelik Türkiye bir deprem ülkesidir.
  • En sık bulunan tip olan bir hafif su reaktöründe yaşanabilecek herhangi bir kaza, Çernobil’de açığa çıkanın çok üzerinde, bir atom bombasının ise 1000 kat üzerinde radyoaktif madde açığa çıkaracak potansiyele sahiptir.
  • Nükleer santralların doğa ve insanlık için oluşturduğu tehdit kazalarla sınırlı değildir. Santrallerde tüketilen yakıt çubukları yüzlerce yıl radyoaktif kalmaya devam eder. Bu süre atığın türüne göre 240 bin yıla kadar çıkar. Bu çubukların kalıcı olarak depolanacağı bir yer bugüne kadar bulunamamıştır. Geçici depolamanın maliyeti bir yana doğal afet ve terörist saldırılara karşı ne kadar güvenilir olduğu da ciddi tartışma konusudur.

İddia 5: Nükleer santral kurulmazsa karanlıkta kalırız!!??

Gerçekler:

  • Türkiye ürettiği her 100 birim enerjinin hala 20’ye yakınını hatlardaki kaçak ve kayıplar yüzünden kaybediyor. Üç nükleer santralın sağlayacağı elektrik enerjisi, kayıp-kaçak oranının Avrupa ortalamasına çekilmesiyle bile sağlanabilir.
  • Türkiye Avrupa ülkelerine kıyasla aynı işi 3 kat fazla enerji harcayarak yapıyor. Tasarruflu ampül gibi, sanayide de enerjiyi daha verimli kullanacak teknolojiler teşvik edilebilir, evlerin izolasyonunun standart hale getirilmesi gibi kurumsal değişikliklerle Türkiye milyarlarca dolar para vererek ürettiği elektriği üstelik çok daha ucuza ve hiç riske girmeden enerjiyi akıllı kullanarak elde edebilir.

İddia 6: Nükleer santral ile ülkeye teknoloji gelecek, istihdam sağlanacak!!??

Gerçekler:

  • Nükleer teknoloji giderek gözden düşmüş eski bir teknolojidir ve ekonominin diğer alanlarına katkısı çok azdır. Öyle ki Amerika’da 1980’de 65 üniversitede nükleer teknoloji üzerine çalışan bölüm varken bu sayı bugün 25’e düşmüştür.
  • Nükleer santrallerin istihdama katkısı yenilenebilir enerji alternatiflerine kıyasla çok düşüktür. Bir reaktörde çalışan sayısı 200-300 kişi kadardır. Almanya’da 10-15 yıllık geçmişi olan yenilenebilir enerji endüstrisi halihazırda 300 bin civarında kişiye istihdam sağlamıştır.

Hiç yorum yok:

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR...

Related Posts with Thumbnails